Tom'un yerinde olmak istemem. - I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Tom'un yerinde olmak istemem.
I wouldn't like to be in Tom's shoes.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
She promised her father to be in time for lunch.
As a result of being addicted to heroin, she was falling apart.