Sıfatın ismiyle uyuşmak zorunda olduğunu unutma.
- Don't forget that the adjective must agree with its noun.
Teklifimi kabul etmedi.
- He didn't agree to my proposal.
Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.
- They agreed to work together on the project.
Onlarla aynı fikirde olmak zorundayım.
- I have to agree with them.
Onunla aynı fikirde olmak zorundayım.
- I have to agree with her.
Onun planına katılıyorum.
- I agree with his plan.
Ben genellikle ona katılıyorum.
- I generally agree with her.
Bu iklim bana iyi gelmiyor.
- This climate doesn't agree with me.
İstiridye bana iyi gelmiyor.
- Oysters don't agree with me.
Biz neredeyse hiçbir şeyde mutabık kalmayız.
- We hardly ever agree on anything.
Biz indirim oranı üzerinde mutabık kaldık.
- We have agreed on the rate of discount.
Bizim planımız için uygun musun?
- Are you agreeable to our plan?
Onu başkan olarak seçmeyi uygun buldular.
- They agreed to elect him as president.
the picture does not agree with the original; the two scales agree exactly.