Tom dikkat çekmek istemiyordu.
- Tom didn't want to attract attention.
Kendinize dikkat çekmek için bir şey yapmayın.
- Don't do anything to attract attention to yourself.
Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
- Negative electrons attract positive electrons.
Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız.
- Your offer is very attractive, but we will have to think about it.
Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat.
- It's an attractive price, for this sort of device.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Mary çok cazibeli bir kadın.
- Mary is a very attractive woman.
Bu saray bizim şehirde en ünlü ve en iyi takdir edilen cazibesidir.
- This palace is the most famous and best appreciated attraction in our city.
Advertising is designed to attract customers.
His big smile and brown eyes instantly attracted me.
... been able to attract so far. ...
... starting to attract the interest of some big names and ...