Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
- I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
Havaalanında saatli bir bomba patladı, on üç kişi öldü.
- A time bomb went off in the airport killing thirteen people.
Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucunda yüz on altı kişi öldü.
- One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.
Atom bombasının nasıl yapılacağını biliyorlar.
- They know how to make an atomic bomb.
Onlar Hiroşima'ya bir atom bombası attılar.
- They dropped an atomic bomb on Hiroshima.
Düşman savaş gemileri limandaki depolarımızı bombaladı.
- The enemy warships bombed our warehouses in the harbour.
Avcı uçağı bombalarını bıraktı.
- The fighter plane released its bombs.
Rehin tutanlar bir bomba patlatmakla tehdit etti.
- The hostage-takers threatened to detonate a bomb.