Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
- I don't have to apologize for what I said.
Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
- I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
- There is nothing to do but apologize.
Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
- I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
My correspondent apologized for not answering my letter.
... problem, and I do apologize. ...
... SAL KHAN: So with that-- and I apologize to all of you ...