Askerler alarmdaydılar.
- The soldiers were on the alert.
Tom alarmda kalmak için kendini zorladı.
- Tom forced himself to stay alert.
Kendimi dikkatli olmaya zorladım.
- I forced myself to stay alert.
Benim daha dikkatli olmam gerekiyor.
- I need to be more alert.
Sessiz kalın ve uyanık olun.
- Stay quiet and be alert.
Uyanık kalman gerekiyor.
- You need to stay alert.
Tetikte ol. Tahliye emri herhangi bir zamanda olabilir.
- Be on alert. The evacuation order may occur at any moment.
O tekrar aldatılmak istemiyordu ve her zaman tetikteydi.
- He didn't want to be cheated again, and was always on the alert.
Tsunami uyarısı iptal edildi.
- The tsunami alert was cancelled.
Tom yetkilileri uyardı.
- Tom alerted the authorities.
Tsunami uyarısı iptal edildi.
- The tsunami alert was cancelled.
Her zaman uyanık olmak zorundayız.
- We have to be alert all the time.
Tehlikeler için tetikte olmalıyız.
- We must be alert to dangers.
... the alert for danger. ...