Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.
- In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.
Bu ülkenin yaşlanan bir nüfusu var.
- This country has an aging population.
Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
- Physical changes are directly related to aging.
Yaşlanma hiçbir şeye mal olmaz.
- Aging doesn't cost anything.
O yaşlanan film yıldızı üç kez yüz gerdirme ameliyatı oldu.
- That aging film star has had three facelifts.
Bu ülkenin yaşlanan bir nüfusu var.
- This country has an aging population.
The owner asked the clerk to age some big bills that were due.
... rate, slowing. The next is aging. So by 2050, there will be about three times as ...
... Or I've got to deal with my aging parent and get my mom ...