to accustom; to guide; to show; to admonish

listen to the pronunciation of to accustom; to guide; to show; to admonish
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to accustom; to guide; to show; to admonish в Английский Язык Турецкий язык словарь

teach
ders vermek

Bir ders vermek için onu öldürdüm. O çok konuşuyor. Bir dahaki sefere sözlerini kendisine saklayacak. - I killed him to teach him a lesson. He talks too much. Next time he will keep his words to himself.

Sadece sana bir ders vermek istedim. - I just wanted to teach you a lesson.

teach
{f} öğretmek

Onun işi İngilizce öğretmektir. - Her job is to teach English.

Bu kitap çocuklara nasıl okuyacağını öğretmek için tasarlandı. - This book is designed to teach children how to read.

teach
{f} öğretmenlik yapmak

Yirmi yıldır öğretmenlik yapmaktadır. - He has been teaching for 20 years.

Tom öğretmenlik yapmaktan sıkıldı ve yeni bir iş aradı. - Tom became bored with teaching and he looked for a new job.

teach
{f} eğitmek
teach
tedris etmek
teach
{f} öğret

Sana satranç oynamayı öğreteceğim. - I will teach you to play chess.

Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim. - Are you a teacher? Yes, I am.

teach
{i} öğrenim

Boston'daki erkek kardeşim öğretmen olmak için öğrenim görüyor. - My brother in Boston is studying to become a teacher.

teach
{f} (taught)
teach
{f} göstermek

Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu. - The teacher put a mark next to his name to show that he was absent.

teach
{f} okutmak
Английский Язык - Английский Язык
teach
to accustom; to guide; to show; to admonish

    Расстановка переносов

    to accustom; to guide; to show; to ad·mon·ish

    Произношение

Избранное