to-be

listen to the pronunciation of to-be
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to-be в Английский Язык Турецкий язык словарь

exist
{f} var olmak
exist
var ol

Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum. - I don't believe that ghosts exist.

Hayaletlerin var olduğunu düşünüyorum. - I think that ghosts exist.

exist
kalmak
exist
varolma
exist
yaşama

Kıt kanaat yaşamaktan usandım. - I'm sick of this hand-to-mouth existence.

Bazı Batılılar ruhlarının var olduğuna ve sonsuz yaşama sahip olduklarına artık inanmıyorlar. - Some Westerners no longer believe that their soul exists and that they have eternal life.

exist
baki olmak
exist
yaşa/var ol
exist
bulunur

Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur. - Heaven and hell exist only in the human heart.

Apotik veya “gece yarısı” bölgesi 1.000 metrenin altındaki derinliklerde bulunur. Güneş ışığı bu derinliklere nüfuz etmez ve bölge karanlıkta kalır. - The aphotic, or “midnight,” zone exists in depths below 1,000 meters. Sunlight does not penetrate to these depths and the zone is bathed in darkness.

to be
kalmak

Tom'un niyeti o kadar geç kalmak değildi. - Tom didn't mean to be so late.

Sadece yalnız kalmak istediklerini söylediler. - They said they only wanted to be left alone.

to be
var olmak
exist
olmak

Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar. - Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.

exist
yaşamak

Kıt kanaat yaşamaktan usandım. - I'm sick of this hand-to-mouth existence.

exist
bulunmak

İngilizce Q, W ve X harfleri bulunmaktadır. - The letters q, w and x exist in English.

exist
hayatta kalmak
exist
mevcut olmak
exist
yaşamını (güç koşullar altında) sürdürmek
to be
ol
to be
olmayı
to be
ettirme
to be
alına
to be
olurun
to be
konun
to be
kona
to be
olmaya
to be
beyi
to be
alından
to be
yedirilmek
to be
eskisi gibi the way it used
Английский Язык - Английский Язык
The future, that which is to come
{f} exist
ser
to-be
Избранное