Ben bu bardakları sevmiyorum, onları masanın üstünde tercih ederim.
- Diese Tassen gefallen mir nicht, die auf dem Tisch gefallen mir besser.
Beş kişilik masanız var mı?
- Haben Sie einen Tisch für fünf Personen?
Tom ve Mary öğle yemeklerini yerken boyanmamış bir piknik masasında oturdular.
- Tom and Mary sat at an unpainted picnic table eating their lunch.
O her zaman bir yemekten sonra masayı temizler.
- She always clears the table after a meal.