Tom çok uykulu ve neredeyse gözlerini açık tutamıyor.
- Tom is very sleepy and can hardly keep his eyes open.
Uykulu olduğum için, uyumaya gittim.
- Since I was sleepy, I went to sleep.
Sami bu hareketsiz kasabanın dışında yaşıyordu.
- Sami lived in the outskirts of this sleepy town.
Tom'un uykusu gelmiş olmalı.
- Tom must be getting sleepy.
Sanırım Tom'un şimdiye kadar oldukça uykusu gelmiş olmalı.
- I think Tom must be pretty sleepy by now.