Dört çarpı beş yirmidir.
- Four times five is twenty.
Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
- Tom has been struck by lightning three times.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
- There were no railroads in Japan at that time.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Oda uzun süredir boş.
- The room has been empty for a long time.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- They have lived here for a long time.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
- That castle was built in ancient times.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
- Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.
- He will be having dinner with her at this time tomorrow.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
- Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
- Imagine that you have a time machine.