Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir.
- This is like fighting someone with one arm tied behind your back.
Ben şu anda bağlıyım.
- I'm tied up right now.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Tom teknesini iskeleye bağladı.
- Tom tied his boat to the dock.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Rıhtıma bağlanmış birkaç balıkçı teknesi var.
- There are a number of fishing boats tied up at the dock.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
- When I woke up, I found I had been tied up.
... they remain tied to more ancient ways of life. ...
... have energy on the earth? All of it tied to an equation half an inch long. ...