Hey Tom, dedikodu vasıtasıyla senin Susie ile çıktığını duydum. Tebrikler.
- Hey Tom, I heard through the grapevine that you and Susie are going out. Way to go!
Bir tercüman vasıtasıyla konuştu.
- She spoke through an interpreter.
İspanya'dan Parise Pirene'leri bir uçtan bir uca yürüdüm.
- I hiked through the Pyrenees from Spain to Paris.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.
- Tom and Mike became acquainted through their mutual friends.
O çok çalışma sayesinde bir servet yaptı.
- He has made a fortune through hard work.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
O tamamen Amerikalıdır.
- He's American through and through.
Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi.
- The squirrel chewed through the power cable.
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
- Tom flipped through the pages of the magazine.
Bir grup kentin içinden geçit açtı.
- A band led the parade through the city.
Nehir kasabanın içinden geçer.
- The river flows through the town.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
- The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı.
- The two boys traveled throughout the land.
Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
- A beam of sunlight came through the clouds.
O, kalabalığın arasından ite kalka geçti.
- He pushed his way through the crowd.
Fırtına sonunda dindi.
- The storm eventually blew through.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Parktan geçerek eve yürüdüm.
- I walked home through the park.
Tom tünelden geçerek hapishaneden kaçtı.
- Tom escaped from jail through a tunnel.
Ayın diskinin yarısı ışıklandırıldığında biz buna ilk çeyrek ay deriz. Bu isim kameri ay boyunca ayın yolun dörtte birinde olduğu gerçeğine dayanmaktadır.
- When half of the Moon's disc is illuminated, we call it the first quarter moon. This name comes from the fact that the Moon is now one-quarter of the way through the lunar month.
Inek, uzun, yeşil çimenlerin arasında çok yavaş hareket ediyordu.
- The cows were moving very slowly through the long green grass.
Tom kalabalığın arasından ite kalka yol açtı.
- Tom elbowed his way through the crowd.
Fırtına sonunda dindi.
- The storm eventually blew through.
Sonunda testi geçtim.
- I finally got through the test.
Londra'dan akan nehre Thames denir.
- The river which flows through London is called the Thames.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Bu gemi, kanaldan geçmek için fazla büyük.
- This ship is too big to pass through the canal.
Havaalanında gümrüklerden geçmekten hoşlanmam çünkü çok uzun sürüyor.
- I dislike going through customs at the airport because it takes so long.
O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
- Driving through that snowstorm was a nightmare.
Kaza benim dikkatsizliğim nedeniyle meydana geldi.
- The accident came about through my carelessness.
Sami onun psikiyatrik sorunları nedeniyle Leyla'ya yardım etmeye çalıştı.
- Sami tried to help Layla through her psychiatric problems.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi.
- The burglar got in through a broken window.
Tom banyo penceresinden içeriye girdi.
- Tom got in through the bathroom window.
O, gece süresince çalıştı.
- He worked through the night.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Birkaç yüzyıl önce kızıl hastalığı salgını kıtanın her yanında binlerce insanı öldürdü.
- Several hundred years ago, scarlet fever epidemics killed thousands of people throughout the continent.
Benim için düşünceleri sözcükler aracılığıyla ifade etmek zordur.
- It's hard for me to express ideas through words.
Biz bir tercüman aracılığıyla iletişim kurarız.
- We communicate through an interpreter.
O direkt gözyaşları ile cevap verdi.
- She answered through tears.
Abd dünyanın her yanına buğday ihraç eder.
- The United States of America export wheat throughout the world.
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
- The forest fire occurred through carelessness.
O gün boyunca İngilizce duyar.
- She hears English all through the day.
Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
- Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
We'll be on vacation thru the end of July.
She was through with him.
The arrow went straight through.
Interstate highways form a nationwide system of through roads.
After being implicated in the scandal, he was through as an executive in financial services.
Others slept; he worked straight through.
This team believes in winning through intimidation.
The American army broke through the German lines at St. Lo.
I drove through the town at top speed without looking left or right.
They were through with laying the subroof by noon.
Leave the yarn in the dye overnight so the color soaks through.
The numbers 1 through 9.
The through flight through Memphis was the fastest.
He said he would see it through.