this time, the present situation

listen to the pronunciation of this time, the present situation
Английский Язык - Турецкий язык

Определение this time, the present situation в Английский Язык Турецкий язык словарь

here
burda

Tom'u burdan uzaklaştır. - Get Tom away from here.

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

here
bunda

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum. - I'm glad you're here to help me with this.

here
(Bilgisayar) burayı

Hazine için orayı burayı kazdılar. - They dug here and there for treasure.

lütfen burayı imzalar mısınız? - Could you sign here, please?

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte senin için bir mektup. - Here is a letter for you.

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

here
burada

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz? - Are you a teacher or a student here?

here
buraya

Buraya dün akşam altıda geldik. - We arrived here at six yesterday evening.

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You cannot park your car here.

here
hey

Hey, burada ne oluyor. - Hey, what's going on here?

Hey, buradan çıkalım. - Hey, let's get out of here.

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
Английский Язык - Английский Язык
here

Here in history, we are less diligent about quashing monopolies.

this time, the present situation

    Расстановка переносов

    this time, the pres·ent si·tu·a·tion

    Произношение

Избранное