Onun kitaplarında her zaman mevcut olan temalar vardır.
- There are themes that are always present in his books.
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- We talked about various topics.
En çok hangi konuları seversin?
- What subjects do you like the best?
Bütün konular içerisinde en çok İngilizceyi severim.
- I like English best of all subjects.
Yahudi-Hıristiyan konuları hakkında yazmamı istiyorsan para ödemek zorundasın.
- If you want me to write about Judeo-Christian topics, you have to pay money.
Konuşma diğer konulara geçti.
- The conversation moved on to other topics.
We discussed different topics.
- Wir haben uns über verschiedene Themen unterhalten.
We can not follow the latest topics without reading a newspaper every day.
- Wenn man nicht jeden Tag eine Zeitung liest, kann man nicht über aktuelle Themen auf dem Laufenden bleiben.