Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.
- Our artificial island isn't very well forested yet.
Ormanda yalnız başına yaşadı.
- He lived alone in the forest.
Tom odun kırarken, siz beyler ne yapıyordunuz?
- What were you guys doing while Tom was chopping wood?
Tom tüm öğleden sonra odun yardıktan sonra yorgun hissetti.
- Tom felt exhausted after chopping wood all afternoon.
Benim bir tahta tarağım var.
- I have a wooden comb.
O oyuncak tahtadan yapılmış.
- That toy is made out of wood.
Parkın her yanı ağaçlık.
- The park is well wooded.
Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
- Most Shakuhachi are made from bamboo, but recently some wooden ones have appeared.
Bu masa tahtadan yapılmıştır.
- This table is made of wood.
O oyuncak tahtadan yapılmış.
- That toy is made out of wood.
Tom yosunlu, çürümüş keresteleri temizledi.
- Tom cleared away the mossy, rotten wood.
O, bir kitaplık yapabilmesi için biraz kereste satın alıyor.
- He is buying some wood so that he can make a bookcase.
Parkın her yanı ağaçlık.
- The park is well wooded.