Bir sürü arkadaşın var.
- You have tons of friends.
Yapacak bir sürü işim var.
- I have a ton of things to do.
I’ve got a ton of work to do.
I wish I could get back the tone and nimbleness I once had.
- Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
- Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
About ten million tons of coal are mined every day in China.
- Çin'de her gün yaklaşık on milyon ton kömür çıkartılır.
The crane can lift twenty tons of concrete.
- Vinç yirmi ton beton kaldırabilir.
Green tints prevail in the upholstery.
- Döşemede yeşil tonlar hakimdi.
That's a really weird shade of red for a car.
- Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
There are many shades of gray.
- Grinin birçok tonları var.
... the show and get plastered and do a ton of drugs and when I ...
... They just take a ton of computers and some software. ...