the temporary provision of money (usually at interest)

listen to the pronunciation of the temporary provision of money (usually at interest)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the temporary provision of money (usually at interest) в Английский Язык Турецкий язык словарь

loan
{i} ödünç para

Tom almaması gerektiğini bilmesine rağmen bir tefeciden ödünç para aldı. - Even though Tom knew he shouldn't, he borrowed money from a loan shark.

Tom hiç ona ödünç para vermeni istedi mi? - Has Tom ever asked you to loan him money?

loan
ariyet
loan
karz
loan
(Ticaret) ikraz etmek
loan
(Ticaret) ödünç para verme

Tom bize biraz ödünç para vermeye istekli olacağını söylüyor. - Tom says he'd be willing to loan us some money.

Kimse bana ödünç para vermezdi. - Nobody would loan me money.

loan
{f} borç ver

Tom, Mary'ye bir dolar borç verdi. - Tom loaned Mary a dollar.

Bir taksi için bana otuz dolar borç verebilir misin? - Can you loan me thirty dollars for a cab?

loan
{f} ödünç ver

Banka ona 500 dolar ödünç verdi. - The bank loaned her 500 dollars.

Bana bir kalem ödünç verebilir misin? - Can you loan me a pen?

loan
{i} ödünç verilen şey
loan
(Avrupa Birliği) ödünç, borç
loan
{f} özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek
loan
(fiil) ödünç vermek
loan
ödünç alma
loan
{f} ödünç vermek
loan
(isim) ödünç verilen şey, borç, ödünç para, borçlanma, ödünç verme
loan
bilhassa faiz karşılığında ödünç para vermek
loan
{i} ödünç

Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen. - Please loan me your dictionary.

Banka ona 500 dolar ödünç verdi. - The bank loaned him 500 dollars.

loan
{i} borçlanma
Английский Язык - Английский Язык
loan
the temporary provision of money (usually at interest)

    Расстановка переносов

    the tem·po·ra·ry pro·vi·sion of mon·ey (usually at interest)
Избранное