the superficial contents of a thing

listen to the pronunciation of the superficial contents of a thing
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the superficial contents of a thing в Английский Язык Турецкий язык словарь

area
alan

O, alanı elininin arkası gibi bilir. - He knows the area like the back of his hand.

Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi. - It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.

area
{i} bölge

Bu bölgede çok az kitapçı var. - There are few bookstores in this area.

O, kısa bir süre o bölgede kaldı. - She stayed in that area for a short while.

area
saha

Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük. - This area is as big as a football pitch.

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir. - Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

area
civar

Bu civardaki alan bombalandı. - The area around here was bombed.

Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun? - Do you know the name of the most successful military man from this area?

area
yöre
area
(Matematik) yüzölçü
area
yüzey
area
boşluk
area
(İnşaat) alan, yer
area
{i} 1. alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
area
{i} harekât bölgesi
area
(Anatomi) alan,saha örn: area poplitea
area
mesaha
area
{i} bodrum girişi
area
{i} yüzölçümü
area
alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
Английский Язык - Английский Язык
{n} area
the superficial contents of a thing

    Расстановка переносов

    the su·per·fi·cial contents of a thing

    Турецкое произношение

    dhi supırfîşıl kıntents ıv ı thîng

    Произношение

    /ᴛʜē ˌso͞opərˈfəsʜəl kənˈtents əv ə ˈᴛʜəɴɢ/ /ðiː ˌsuːpɜrˈfɪʃəl kənˈtɛnts əv ə ˈθɪŋ/
Избранное