the state of the game, in rubber bridge, where there is yet no score

listen to the pronunciation of the state of the game, in rubber bridge, where there is yet no score
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the state of the game, in rubber bridge, where there is yet no score в Английский Язык Турецкий язык словарь

love
sevmek

Sevmek kolay fakat sevilmek zordur. - It is easy to love, but hard to be loved.

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden. - How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.

love
{i} sevda
love
{i} aşk

Aşk dünyayı döndürür. - Love makes the world go round.

Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir. - Love is mystery and misery indefinitely.

love
{i} sevgi

Sevgiden daha pahalı bir şey yoktur. - There's nothing more expensive than love.

Anne sevgisi en muhteşem şeydir. - Maternal love is the greatest thing.

love
{i} tutkunluk
love
{f} sevmek, âşık olmak
love
{i} sevgili

Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus. - Her lover is a spy working for the British government.

Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar. - The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.

love
{i} yar

Tom bir aşk mektubu yazmasına yardım etmemi istedi. - Tom asked me to help him write a love letter.

Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm. - I'd love to help you out, but I'm terribly busy.

love
(Argo) mala vurmak
love
(Argo) cinsel ilişkiye girmek
love
aşık olmak

Senin ona aşık olduğun kadar, onun sana aşık olduğunu bilmiyorsan; birine aşık olmak zordur. - It's hard to love somebody when you don't know whether they love you as much as you love them.

Âşık olmak biraz zaman alır. - Falling in love takes some time.

love
(İİ.) canım
love
ile sevişmek
love
love charm aşk hus
love
(isim) aşk, sevgi, sevda, tutkunluk, sevgili, hayranlık; yar
love
Küpid
love
aşk tanrısı
love
eros
love
sevme

Bir insan kendi annesini sevmelidir. - One should love one's own mother.

Hiç kimse onun onu sevip sevmediğini bilmiyor. - No one knows if he loves her or not.

love
(fiil) sevmek
Английский Язык - Английский Язык
love
the state of the game, in rubber bridge, where there is yet no score

    Расстановка переносов

    the state of the game, in rub·ber bridge, where there I·s yet no score

    Произношение

Избранное