On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.
- I live on the top floor of a six storey apartment block.
Karşıda altı katlı bir bina var.
- Opposite there is a six-story building.
Tom kapıyı açtığında, o, Mary'nin orada altılı bir paket ve bir pizza ile orada durduğunu gördü.
- When Tom opened the door, he saw Mary standing there with a six-pack and a pizza.
Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a six pack of beer.
cover my six.
... So step six is one of the hardest steps, and it's the ...
... which will eventually lengthen our days from six hours to 24. ...