Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm.
- I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.
Sigara satışı yasaklanmalıdır.
- The sale of cigarettes should be banned.
İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.
- One of the items on your wish list is on sale.
Tom Mary'nin fırın satışında yardım etmeye istekli olacağını farzediyor.
- Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale.
Bunlar her yerde satılıyor.
- These are on sale everywhere.
Sigara satışı yasaklanmalıdır.
- The sale of cigarettes should be banned.
Elmalar bugün indirimli.
- Apples were on sale today.
Tom indirimli satışlarda bir kamera aldı.
- Tom bought a camera at a bargain sale.
O mağazada bir indirimli satış var.
- There is a bargain sale at that store.
Tom indirimli satışlarda bir kamera aldı.
- Tom bought a camera at a bargain sale.
O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
- She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
Tezgahtar kız benimle ilgilendi.
- The sales girl waited on me.
They are having a clearance sale: 50% off.