Odak noktasını kaybetmeyelim.
- Let's not lose focus.
Gelecek ayın konusunun odak noktası küresel ısınmanın etkileri olacak.
- The focus of next month's issue will be the effects of global warming.
Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.
- I tried to focus my attention on reading.
Fransızcama odaklanıyorum.
- I'm focusing on my French.
Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.
- I tried to focus my attention on reading.
During this scene, the boy’s face shifts subtly from soft focus into sharp focus.