the probability of a specified outcome

listen to the pronunciation of the probability of a specified outcome
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the probability of a specified outcome в Английский Язык Турецкий язык словарь

odds
{i} olasılık

Olasılıklar benim aleyhime. - The odds are against me.

Onlar oldukça kötü olasılıklar. - Those are pretty bad odds.

likelihood
{i} ihtimal

Onun gelme ihtimali var mı? - Is there any likelihood of his coming?

Büyük bir ihtimalle, bu ders kitabını kullanırsan, giriş sınavını geçeceksin. - In all likelihood, you will pass the entrance exam if you use this textbook.

likelihood
{i} olası olma
likelihood
olabilirlik
likelihood
olasılık

Büyük olasılıkla, devlet başkanı ikinci bir dönem hizmet edecek. - In all likelihood, the president will serve a second term.

Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı. - Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.

likeliness
uygunluk
odds
şans
likelihood
(Askeri) (~PROBABILITY) OLASILIK
odds
(isim) fark, üstünlük, avantaj, olasılık, şans, ihtimal, kavga, anlaşmazlık
odds
at odds araları açık
odds
{i} üstünlük
odds
zayıf tarafa verilen üstünlük
odds
{i} ihtimal

O, ihtimalleri yendi ve başarılı oldu. - He beat the odds and was successful.

Tom ihtimallerin farkındadır. - Tom is well aware of the odds.

odds
i., çoğ. ihtimal: The odds are very much in our favor. Başarı ihtimalimiz yüksek. The odds are against us. Başarı ihtimalimiz düşük
Английский Язык - Английский Язык
likelihood
likeliness
odds
the probability of a specified outcome

    Расстановка переносов

    the prob·a·bi·li·ty of a spe·ci·fied out·come

    Турецкое произношение

    dhi präbıbîlıti ıv ı spesıfayd autkʌm

    Произношение

    /ᴛʜē ˌpräbəˈbələtē əv ə ˈspesəˌfīd ˈoutˌkəm/ /ðiː ˌprɑːbəˈbɪlətiː əv ə ˈspɛsəˌfaɪd ˈaʊtˌkʌm/
Избранное