Şimdi havaalanındayım.
- I'm at the airport now.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
- What I want now is not money, but time.
Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.
- I just bet you were thinking something perverse just now.
O şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, bu yüzden hemen aramamız bir işe yaramaz.
- He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir fakat sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'i ziyaret etmeye gitmeliyiz.
- It may seem like a crazy idea, but I think we should go visit Tom and Mary right now.
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
- Mt. Asama is now dormant.
Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
- Long skirts are out of fashion now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
The time will come when you will regret this.
- The time will come when you will regret it.
The time will come when you will regret it.
- The time will come when you will regret this.
... So at the present time, the United States is suffering from a massive case of nuclear ...