the place where the head should go; as, the head of a bed, of a grave, etc

listen to the pronunciation of the place where the head should go; as, the head of a bed, of a grave, etc
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the place where the head should go; as, the head of a bed, of a grave, etc в Английский Язык Турецкий язык словарь

head
{i} baş

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar. - Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

O, baş ağrısından acı çekiyor. - He is suffering from a headache.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Tom sadece başlıklara baktı. - Tom only glanced at the headlines.

Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu. - Everyone was delighted by this morning's headlines.

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Two heads are better than one.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var. - They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
Английский Язык - Английский Язык
head
the place where the head should go; as, the head of a bed, of a grave, etc
Избранное