the other member of one's partnership

listen to the pronunciation of the other member of one's partnership
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the other member of one's partnership в Английский Язык Турецкий язык словарь

partner
{i} ortak

Bir ortaklık kurmayı kararlaştırdılar. - They agreed to form a joint partnership.

Sadece Tom'la ortak oldum. - I just made Tom partner.

partner
{i}

Eşinizle nasıl tanıştınız? - How did you meet your partner?

Tom asla benim eşim değildi. - Tom was never my partner.

partner
partnershiportaklık
partner
paydaş
partner
(Ticaret) iş ortağı

Tom Mary'nin iş ortağı oldu. - Tom became Mary's business partner.

Tom, Mary'nin iş ortağıdır. - Tom is Mary's business partner.

partner
(Ticaret) hissedar
partner
karı ya da koca
partner
partnır
partner
kavalye
partner
oyun arkadaşı
partner
(Tıp) Karı veya koca
partner
{f} ortağı gibi davranmak
partner
{i} hayat arkadaşı

Tom'un bir hayat arkadaşı yok. - Tom doesn't have a partner.

Mary'nin hayat arkadaşı az konuşan bir adamdır. - Mary's life partner is a man of few words.

partner
(isim) işbirlikçi, ortak, partner, eş, hayat arkadaşı, kavalye
partner
ortak etmek veya olmak
partner
(Tıp) Herhangi bir şey (dans, oyun, yürüyüş v.s.)'de kişiye eşlik eden kimse, eş
partner
{i} dans arkadaşı, kavalye/dam
partner
şirket

Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim. - I bought out my partner and now the company is mine.

Английский Язык - Английский Язык
partner
the other member of one's partnership

    Расстановка переносов

    the oth·er Mem·ber of one's part·ner·ship

    Турецкое произношение

    dhi ʌdhır membır ıv wʌnz pärtnırşîp

    Произношение

    /ᴛʜē ˈəᴛʜər ˈmembər əv ˈwənz ˈpärtnərˌsʜəp/ /ðiː ˈʌðɜr ˈmɛmbɜr əv ˈwʌnz ˈpɑːrtnɜrˌʃɪp/
Избранное