Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.
- The open-air concert was cancelled because of the rain.
Uyandığımız zaman, açık denizde akıntıya kapılıp sürükleniyorduk.
- When we awoke, we were adrift on the open sea.
Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.
- After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.
- She thought they were about to fly out through the open window.
Bizim açık havada bir partimiz vardı.
- We had a party in the open.
Bana pencereyi açık bırakmamı söyledi.
- He told me to leave the window open.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Zarfı açmak için yırttı.
- Tom ripped open the envelope.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Amerika Birleşik Devletlerinde sivil haklar için mücadele 1954 yılında başladı, hükümetin herkese okul açılmak zorunda olduğunu söylediğinde.
- The fight for civil rights in the United States started in 1954, when the government said school had to be open to everyone.
Zarfı açmak için yırttı.
- Tom ripped open the envelope.
O zarfı açmak için kesti.
- He cut the envelope open.
İkide açılışımız var.
- We have an opening at two o'clock.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Sana karşı tamamen dürüstüm.
- I have been completely open with you.
Ben açık ve dürüsttüm.
- I was open and honest.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Pencereler açık uyuma.
- Don't sleep with the windows open.
Açık hava pazarları yerel çiftliklerde yetiştirilen gıdaları satar.
- Open-air markets sell food grown on local farms.
Günü açık havada geçiririz.
- We spent the day in the open air.
Bu mekan herkese açıktır.
- This place is open to everybody.
O yer herkese açıktır.
- That place is open to everybody.
Tom'un gözleri geniş açıldı.
- Tom's eyes opened wide.
Göz merceğiniz içindeki baskıyı ölçmeliyiz. Lütfen iki gözünüzü genişçe açın ve sabit bir şekilde buradaki bu objeye bakın.
- We have to measure your intraocular pressure. Please open both eyes wide and look fixedly at this object here.
Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.
- He opened the cage and set the birds free.
Sihirli lamba kırılıp açıldı ve cin serbest kaldı.
- The magic lamp broke open and the genie was released.
Wary of hunters, the fleeing deer kept well out of the open, dodging instead from thicket to thicket.
The man is an open book.
I couldn't save my changes because another user had the same file open.
It was as if his body had gone to sleep standing up and with his eyes open.
Banks are not open on bank holidays.
Jeff opens his hand revealing a straight flush.
We have got to bring this company's corrupt business practices into the open.
How do I open the hood?
- How do I open the bonnet?
Please open the door.
- Open the door, please.
... All right, go ahead and open your eyes again. ...
... Android's been a huge success and we think the ADK and Android open accessory will be, ...