Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
- Do you seriously want to race me?
Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
- I am training hard so that I may win the race.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Amerika'da yaşayan birçok farklı ırklarda insanlar vardır.
- There are people of many different races living in America.
Irkın ya da yaşın ya da dinin umurumda değil.
- I don't care about your race or age or religion.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
O dürbünüyle at yarışı izledi.
- He watched the horse race with his binoculars.
Hiç bir at yarışı görmeye gittin mi?
- Have you ever gone to see a horse race?
O, kayak yarışlarında mücadele ediyor.
- He competes in ski races.