O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Ah! Tekrar unuttum! Bugün bir kitabı iade etmek için kütüphaneye gitmem gerekiyordu.
- Ah! I forgot again! I was supposed to go to the library to return a book today!
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Geri gelmediğini düşündüm.
- I thought you weren't coming back.
Keşke bizim için çalışmaya geri gelmeyi düşünsen.
- I wish you'd consider coming back to work for us.
Karşılık olarak ne yapmak zorundayım?
- What do I have to do in return?
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
- I only wish I could return the favor.