Benim dairem üçüncü katta.
- My flat is on the third floor.
Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
- The third star belonged to a certain king.
Asansörle üçüncü kata çıktım.
- I rode the elevator to the third level.
O, üçüncülük ödülünü kazandı.
- He won the third prize.
Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.
- About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal.
O, zamanının üçte birini evrak işleri yaparak geçirir.
- She spends over a third of her time doing paperwork.