the manner in which one looks; appearance; countenance; face

listen to the pronunciation of the manner in which one looks; appearance; countenance; face
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the manner in which one looks; appearance; countenance; face в Английский Язык Турецкий язык словарь

looking
görünme

Aptal görünmekten korkuyordum. - I was afraid of looking stupid.

Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın. - Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.

looking
(Bilgisayar) aranıyor
looking
{i} bakış

Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum. - I am looking at the matter from a different viewpoint.

Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır. - A person's way of looking at something depends on his situation.

looking
bakarak

Bir kişinin nasıl biri olduğunu onun arkadaşlarına bakarak söyleyebilirsin. - You can tell what a person is like by looking at his friends.

Judy aynaya bakarak çok fazla zaman harcıyor. - Judy spends a lot of time looking in the mirror.

Английский Язык - Английский Язык
looking
the manner in which one looks; appearance; countenance; face

    Расстановка переносов

    the man·ner in which one looks; appearance; countenance; face

    Произношение

Избранное