Bizim esas sorunumuz çözümsüz kalır.
- Our main problem remains unsolved.
Onun esas ilgisi tarihtedir.
- His main interest is in history.
Planın asıl amacını açıkladı.
- He explained the main purpose of the plan.
Fransızca öğrenmek için asıl nedenin nedir?
- What's your main reason for studying French?
Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.
- The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.
Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir.
- Fossil fuels are the main causes of global warming.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
- In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
- The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.
Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.
- The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.
Başlangıç yemeğinden sonra ana yemek gelir.
- After the entrée comes the main dish.
Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar.
- In the middle of the tour, they became separated from the main group.
Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır.
- The main thing I'm worried about is that I'm not worried.
Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
- Marriage is the main cause of all divorces.
Japonyanın temel ürünü pirinçtir.
- The main crop of Japan is rice.
Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum.
- I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.
Zor iş başarının ana unsurudur.
- Hard work is the main element of success.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
- The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
Tashtego's long, lean, sable hair, his high cheek bones, and black rounding eyes --all this sufficiently proclaimed him an inheritor of the unvitiated blood of those proud warrior hunters, who, in quest of the great New England moose, had scoured, bow in hand, the aboriginal forests of the main.
... with the Galaxy, which is the main reason why I came to ...
... the main favorable, all in the main reflecting the power of ideas that are, I believe going ...