354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.
- A lot of people feel the same way Tom does.
Onun ne de çok kitabı var!
- What a lot of books he has!
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Konserde bir sürü insan vardı.
- There were lots of people at the concert.
Senin bir sürü kitabın var.
- You have a lot of books.
Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.
- A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together.
Birsürü insan Tokyo'da yaşıyor.
- A lot of people live in Tokyo.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.
- Tom taught Mary a lot of useful French.
Bir sürü zamanımı alan eylemlerim var.
- I have a lot of activities which take up my time.
Tom'u park alanında gördüm.
- I saw Tom in the parking lot.
Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
- In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
Bugün hakkında düşünülecek birçok toplumsal sorunlarımız vardır.
- We have a lot of social problems to think about today.
Üç farklı grup halinde ders kitabı göndereceğiz.
- We'll send the textbooks in three different lots.
Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
- There were a lot of great bands at the festival.
Tom birçok farklı kadınla cinsel ilişkiye girdi.
- Tom had sex with a lot of different women.
Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.
- A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Sami bir piyango talihlisiydi.
- Sami was a lottery winner.
Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
Otoparktaki arabaların üçü dışında hepsi beyazdı.
- All but three of the cars in the parking lot were white.
Bir sürü satılık ikinci el kitabım var, hepsi uygun fiyatlarla.
- I have lots of second-hand books for sale, all at affordable prices.
Tom partide çok eğlendi.
- Tom had lots of fun at the party.
Partide çok eğlendim.
- I had a lot of fun at the party.
Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Hayal kurarak bir sürü zamanı boşa harcarım.
- I waste a lot of time daydreaming.
Tom'un köpekler hakkında çok bilgisi var.
- Tom knows a lot about dogs.
Köpek her gün bir sürü et yiyor.
- The dog eats a lot of meat every day.
Tom'un pek çok zamanı yoktu.
- Tom doesn't have a whole lot of time.
Partide pek çok oyun oynadık.
- We played a lot of games at the party.
O, çok miktarda para bağışladı.
- He kicked in a lot of money.
O, çok miktarda para katkısında bulundu.
- He contributed a lot of money.
Gölde çok sayıda balık var.
- There are a lot of fish in the pond.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
a building lot in a city.
as Jones alone was discovered, the poor lad bore not only the whole smart, but the whole blame; both which fell again to his lot on the following occasion.
to draw lots.
If I were in charge, I'd fire the lot of them.
a bad lot.
lots of people think so.
The Greeks expected their leaders to show physical courage, whether in the athletic arena or in battle, as well as piety, generosity, and nobility. Cimon had risen to power chiefly because of his military prowess, and any rival must be able to show at least honorable service and military competence. By this time, moreover, the generals were coming to be the most important political figures in Athens. Archons served only for one year and, since 487/6, they were chosen by lot. Generals, on the other hand, were chosen by direct election and could be reelected without limit.
... But there's a lot of evidence that medicine can largely be ...
... It used to be a lot of work to find a ...