Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.
- The two children pulled at the rope until it broke.
Benzer simaları olduğu için polisin iki kişiyi birbiriyle karıştırmış olması muhtemel.
- It is likely that the police confused the two individuals as they both had similar facial features.
Biz okulumuzdaki en uzun iki kişiydik.
- We were the two tallest guys in our school.
O ikisinden daha çalışkan olanıdır.
- He is the more diligent of the two.
John ikisinin daha uzun olanıdır.
- John is the taller of the two.
... as President Obama's Chief Economic Advisor for the first two years of his administration. ...
... The question is this. Do you believe ' both of you ' but you have the first two minutes ...