Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the exchange of goods for an amount of money or its equivalent

listen to the pronunciation of the exchange of goods for an amount of money or its equivalent
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the exchange of goods for an amount of money or its equivalent в Английский Язык Турецкий язык словарь

sale
{i} ucuzluk
sale
satış

O ekili alanın satışını büyük miktarda gerçekleştirdi. - He realized a large sum by the sale of the plantation.

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm. - I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.

sale
sales clerk satış memuru
sale
satılış
sale
(isim) satış, satım, indirimli satış, ucuzluk, mezat, açık artırma ile satış, talep, sürüm
sale
istek

Tom Mary'nin fırın satışında yardım etmeye istekli olacağını farzediyor. - Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale.

İstek listendeki öğelerden biri satlıktır. - One of the items on your wish list is on sale.

sale
{f} sat

Bunlar her yerde satılıyor. - These are on sale everywhere.

Sigara satışı yasaklanmalıdır. - The sale of cigarettes should be banned.

sale
sürüm
sale
indirim

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm. - I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.

Elmalar bugün indirimli. - Apples were on sale today.

sale
satım
sale
indirimli satış

O mağazada bir indirimli satış var. - There is a bargain sale at that store.

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm. - I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.

sale
mezat
sale
revaç
sale
on sale satılık
sale
satış,v.sat: n.satış
sale
alışveriş
sale
{i} açık artırma ile satış
sale
put up for sale satılığa çıkarmak
sale
tezgâhtar

Parayı tezgahtara uzattı. - He handed the salesclerk the money.

O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti. - She concealed the fact that she used to be a salesgirl.

Английский Язык - Английский Язык
sale
the exchange of goods for an amount of money or its equivalent

    Расстановка переносов

    the ex·change of goods for an a·mount of mon·ey or its e·qui·va·lent

    Турецкое произношение

    dhi îksçeync ıv gûdz fôr ın ımaunt ıv mʌni ır îts îkwîvılınt

    Произношение

    /ᴛʜē əksˈʧānʤ əv ˈgo͝odz ˈfôr ən əˈmount əv ˈmənē ər əts əˈkwəvələnt/ /ðiː ɪksˈʧeɪnʤ əv ˈɡʊdz ˈfɔːr ən əˈmaʊnt əv ˈmʌniː ɜr ɪts ɪˈkwɪvələnt/
Избранное