Onlar emlâka üç yüz bin dolar değer koydu.
- They've put the value of the estate at three hundred thousand dollars.
Avukatlar ve emlakçılar zengin veya iğrençler.
- Lawyers and real estate agents are rich or obnoxious.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He left part of his estate to his son Robert.
Öylesine büyük bir malikhâneyi nasıl idare edeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to manage that large estate.
Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.
- My sixty-year-old aunt inherited the huge estate.
Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.
- Edward inherited his uncle's estate.
O, mülküne varis olarak sahip oldu.
- He succeeded to his estate.
Onun ülkede bir mülkü var.
- He has an estate in the country.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He settled part of his estate on his son Robert.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He left part of his estate to his son Robert.
Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.
- Tom inherited his uncle's estate.
I am afraid that some of the nobles who are campaigning for it simply want to use the Estates to cut down the King's power and increase their own.
... it depends on zoning and culture and real estate developers and economics and choices ...
... he also wants to do in terms of eliminating the estate tax, along what he wants to do ...