Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.
- The thief cut the telephone lines before breaking into the house.
Onu aradım, ancak hat meşguldü.
- I called her, but the line was busy.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
- The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
Ekvatorda her boylam derecesi için mesafe.
- Distance per degree of longitude at equator.
Tom kağıda düz bir çizgi çizdi.
- Tom drew a straight line on the paper.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
- Tom had to wait in line for three hours.
Biz kuyrukta ayakta bekletildik.
- We were made to stand in line.