Christine tüm gün gölgede kaldı, çünkü güneş yanığı olmak istemiyordu. - Christine stayed in the shade all day, because she didn't want to get a sunburn.
Erkek kedimin bir güneş yanığı var. - My tomcat has a sunburn.
(Tıp) Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalış nedeniyle deri yüzeyinde meydana gelen kızartı ve çoğu kez veziküller oluşması ile belirgin durum, güneş yanığı
Английский Язык - Английский Язык
Определение the burning or discoloration produced on the skin by the heat of the sun; tan в Английский Язык Английский Язык словарь