Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Tom müzik çalışmayı sever.
- Tom loves studying music.
Zamanımın çoğunu Fransızca çalışarak geçirdim.
- I spent a lot of my time studying French.
Çalışarak harcadığından daha fazla zaman harcamalısın.
- You should spend more time studying than you do.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.