Tom gereksinimleri karşılayan birini bulamadı.
- Tom didn't find anyone who met the requirements.
Bana göre, mutluluğun birkaç temel gereksinimi var.
- In my opinion, happiness has a few fundamental requirements.
Bu mağaza tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir.
- This shop can supply all your requirements.
Üzgünüm, ancak ihtiyaçlarınızı karşılayamıyoruz.
- I'm sorry, but we cannot meet your requirements.
Bizim üniversite bütün gereksinimleri karşılayıncaya kadar Tom'u kabul etmeyecek.
- Our college won't admit Tom until he meets all the requirements.
Tom tüm o gereksinimleri karşılıyor.
- Tom meets all those requirements.