the act of narration

listen to the pronunciation of the act of narration
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the act of narration в Английский Язык Турецкий язык словарь

telling
tesirli olarak
telling
çarpıcı
telling
anlatarak

Bütün gece hayalet hikâyeleri anlatarak uyanık kaldık. - We stayed awake all night telling ghost stories.

Neden bize nasıl hissettiğini anlatarak başlamıyorsun? - Why don't you start by telling us how you feel?

telling
anlatma

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

Hiç Fransızca fıkra anlatmayı denedin mi? - Have you ever tried telling a joke in French?

telling
etkili
telling
{f} anlat

Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum. - Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.

Onu dolaylı olarak anlatıyorsun, değil mi? - You are telling it second hand, aren't you?

telling
(duygu/görüş/vb.) açığa çıkaran
telling
belirten
telling
gösteren
the act of
eyleminin
telling
{s} belli eden
telling
{i} söyleme

Tom, Mary'ye kötü haberi söylemeyi mümkün olduğu kadar uzun süre erteledi. - Tom had put off telling Mary the bad news for as long as possible.

Benim bu konuda ona canım bir şey söylemek istemiyor. - I don't feel like telling her about it.

telling
(isim) söyleme
telling
(Askeri) İHBAR: Hava gözetlemesi ve taktik durumla ilgili esasların, hava savunma birlikleri arasında, haberleşme vasıtasıyla alınıp verilmesi işlemi. Ayrıca bakınız: "track telling"
telling
{s} tesirli
telling
açığa vuran/etkili
telling
tellingly etkili bir şekilde
telling
{s} etkili; etkileyici; çarpıcı
Английский Язык - Английский Язык
telling
the act of narration

    Расстановка переносов

    the act of nar·ra·tion

    Турецкое произношение

    dhi äkt ıv nereyşın

    Произношение

    /ᴛʜē ˈakt əv neˈrāsʜən/ /ðiː ˈækt əv nɛˈreɪʃən/
Избранное