Bu armağanı kabul edemem.
- I cannot accept this gift.
Pesto Tanrı'nın dünyaya armağanıdır.
- Pesto is God's gift to the world.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Bu hediye sizin için.
- This gift is for you.
Bu hediye sizin için.
- She meant this gift for you.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Onun yetenekli bir sanatçı olduğundan şüphe etmeye yer yok.
- There is no room to doubt that he is a gifted artist.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
Hiç ödül beklemiyordum.
- I didn't expect any gift.
Yaşam, ödüllerini tekrar etmez.
- Life does not repeat its gifts.