the act of expending; expenditure

listen to the pronunciation of the act of expending; expenditure
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the act of expending; expenditure в Английский Язык Турецкий язык словарь

spending
{i} harcama

Gençken bilgisayarın önünde zaman harcamak yerine seyahat etmelisin. - You should travel while you're young instead of spending time in front of the computer.

Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor. - My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price.

spending
(isim) harcama
spending
{f} harca

Tom zamanının çoğunu yalnız harcamayı tercih ediyor gibi görünüyor. - Tom seems to prefer spending most of his time alone.

Şimdiye kadar eğlenerek para harcayan çok sayıda insan şimdi paralarına daha dikkat etmeliler. - A lot of people who have up until now been spending money having a good time now need to be more careful with their money.

spending
sarf etme
spending
harcayarak

O bu kitabı onun üzerinde sadece iki hafta harcayarak çok kısa zamanda yazdı. - He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it.

the act of
eyleminin
spending
keçi inadı yaparcasına
Английский Язык - Английский Язык
spending
the act of expending; expenditure

    Расстановка переносов

    the act of expending; ex·pend·i·ture

    Произношение

Избранное