Sana tamamen katılıyorum.
- On the whole I agree with you.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Her cumartesi bütün evi temizleriz.
- Every Saturday we clean the whole house.
Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
- I spent the whole afternoon chatting with friends.