Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
- The lonely patient derives pleasure from sewing.
Elbiseni dikmeyi bitirmek için geç saatlere kadar yatmadı.
- She stayed up late to finish sewing your dress.
Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.
- There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.
Dikiş elle yapılan iştir.
- Sewing is manual work.
Annem bana dikiş makinesini verdi.
- My mother gave me her sewing machine.
O bir elbise dikiyor.
- She is sewing a dress.