Linda'nın hayal kırıklığı öylesine fazlaydı ki gözyaşlarına boğuldu.
- Such was Linda's disappointment that she burst into tears.
Piknik bir hayal kırıklığıydı.
- The picnic was a disappointment.
Hayat hayal kırıklıkları ile dolu.
- Life is full of disappointments.
Tom da bazı hayal kırıklıkları yaşadı.
- Tom also had some disappointments.