İşte bu yüzden buradayız.
- That's why we're here.
Başım çok kötü ağrıyordu. Bu yüzden erken yattım.
- I had a bad headache. That's why I went to bed early.
O dürüst. Bu nedenle onu beğenirim.
- He is honest. That's why I like him.
Bu nedenle bu haberi paylaşıyorum.
- That's why I share this news.
Herkes hatalar yapar, bu sebeple onlar kurşun kalemlere silgiler koyarlar.
- Everybody makes mistakes. That's why they put erasers on pencils.
... Why the MRI? ...
... a lot of people's minds with this decision is really, why ...