that is or has or have been used

listen to the pronunciation of that is or has or have been used
Английский Язык - Турецкий язык

Определение that is or has or have been used в Английский Язык Турецкий язык словарь

used
{s} kullanılmış

Kullanılmış bir araba almam çok zor. - I cannot afford buying a used car.

O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş. - That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.

used
{s} kullanılmış; elden düşme, eski: He sells used books. Eski kitap satıyor. I don't want a used car. Kullanılmış araba istemem
used
{f} kullan

Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır. - Uranium is used in the production of nuclear power.

Spor salonu, tören için kullanıldı. - The gym is used for the ceremony.

used
eskiden

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum. - Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.

Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım. - I used to be a night owl, but now I'm an early riser.

used
tükenmek
used
alışkın

Erken kalkmaya alışkınım. - I'm used to getting up early.

O uzun mesafe yürümeye alışkın. - He is used to walking long distances.

used
kullanılan

Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir. - Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking.

O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. - It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.

used
eski

O artık eskisi gibi değil. - She is no longer what she used to be.

Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler. - Soccer is more popular in Japan than it used to be.

used
(to ile) alışkın
used
yap(mak)
used
{s} to -e alışık, -e alışkın: I'm used to it. Ona alışığım
used
eskiden olduğu kadar

Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır? - Is eating fish as healthy now as it used to be?

Tom eskiden olduğu kadar zengin değil. - Tom isn't as rich as he used to be.

used
He used to come at eight Eskiden saat sekizde gelirdi
used
be used up çok yorulmak
used
idi

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır. - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.

Biz eskiden komşu idik. - We used to be neighbours.

used
bitkin hale gelmek
used
alışık

Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir. - Tom isn't used to walking barefooted.

Bu ısıya alışık değilim. - I'm not used to this heat.

Английский Язык - Английский Язык
used

The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.

that is or has or have been used

    Расстановка переносов

    that I·s or has or have been used

    Турецкое произношение

    dhıt îz ır hız ır häv bın yuzd

    Произношение

    /ᴛʜət əz ər həz ər ˈhav bən ˈyo͞ozd/ /ðət ɪz ɜr həz ɜr ˈhæv bən ˈjuːzd/
Избранное